18 Aralık 2009 Cuma

DİYALİZ KATATERİ VE VENÖZ PORT

VENÖZ PORT
Venöz port nedir?
Venöz port uzun süreli damar yolu kullanımı gerektiren hastalarda kullanılan özel bir kateter sistemidir. Kullanılan kateterin bir ucu kalbe yakın büyük toplar damarların biri yoluyla kalbin içine kadar uzatılırken, diğer uç cilt altında özel bir haznede sonlandırılır.
Port kullanımı neden gerekir?
Bazı hastalarda uzun bir süre boyunca damar yoluyla bazı ilaç ve serumların verilmesi gerekir. Uzun süreli kullanımda koldaki damarlar kısa bir süre sonra tıkanır ve yeni bir damar aranması gerekir. Her kullanılan damar geride bir morluk bırakır ve bir süre sonra tedaviyi yapabilmek için damar bulunamamaya başlanır. Bu durum hastalar ve hasta yakınları için olduğu kadar sağlık personeli için de önemli bir sorundur.
Böyle hastalarda bir seçenek kalbe daha yakın damarlardan kateter uygulananmasıdır. Bu kateterlerin bir ucu kalbin içinde diğer ucu ise dışardadır. Ne kadar iyi bakım yapılırsa yapılsın sık olarak enfeksiyona yol açarlar. Ölüme kadar götürebilen bu ciddi enfeksiyon riski nedeni ile bir haftadan daha uzun kullanılmaları önerilmez. Diğer bir problem ise tedaviye kısa bir ara verildiğinde bu kateterlerin tıkanması nedeniyle kullanılamamasıdır.
Portların geliştirilmesi bu tür damar yoluyla uzun süreli tedavi alacak hastalarda sorunu çözmüştür.
Hangi hastalarda kullanılabilir?
1. Kanser nedeni ile uzun süreli kemoterapi yapılacak hastalar,
2. Hematoloji hastaları,
3. Ağızdan beslenmesi yeterli olmadığı için damar yolundan uzun süre serum verilecek hastalar (kısa barsak sendromu, nörolojik hastalıklar gibi).
Cerrahi teknik
İşlem için çoğu hastada lokal anestezi ile bölgenin uyuşturulması yeterli olur. Kol veya boynun geniş çaplı toplar damarlarından birisi yoluyla kalbe bir kateter yerleştirilir. İlacın verileceği hazne genellikle köprücük kemiğinin biraz altında cilt altına yerleştiririlir. Port sisteminin dışarda kalan bir parçası olmayıp, tamamı içerdedir.




DİYALİZ KATETERLERİ

Hemodiyaliz kateterleri plastik yapılı tüp şeklindeki araçlar olup kanı vücuttan alıp, diyaliz sonrası tekrar vücuda verirler. Küçük bir cerrahi işlemle yarısı vücutta, yarısı dışarıda olacak şekilde yerleştirilirler. Bu işlem kateter takılacak bölge uyuşturulduktan sonra yapılır. Kateter takılacak damarların büyük olması gerekir. Bu nedenle en çok kullanılan damarlar boyun ve kasıktaki büyük toplardamarlardır. Boyun bölgesinde bulunan toplardamarlardan subklavian ve juguler venler (toplardamarlar) daha çok uzun süreli kateter takılacağı zaman tercih edilir. Bazen kateter kısa süre kalacaksa, kasıktaki büyük toplardamar olan femoral ven kullanılabilir.
Diyaliz kateterleri geçici veya kalıcı olabilir. Geçici kateteler genellikle fistül hazırlığı olmayan ve acil diyalize girmesi gereken hastalara uygulanır. Kalıcı kateter ise fistül açılmasına uygun damar yapısı olmayan hastalarda kullanılır (özellikle şeker hastalarında damar yolu bulmak sorun oluşturabilir).
Kalıcı kateterler cilt altında daha derin yerleştirilir. Dışarıda kalan kısımları daha küçüktür. Geçici kateterlerden daha esnek ve hareketlidir.
Her diyaliz sonrası kateterler sağlık personeli tarafından tuzlu su (serum fizyolojik) ile yıkanması gerekir. Kateter içinde pıhtı oluşumunu engellemek için katetere kan sulandırıcı ilaç (heparin) verilebilir. Diyaliz arasındaki dönemde kateterin bakımı ve temizliği konusunda sağlık ekibi hastalar yardımcı olacaktır. Kateter takıldıktan sonra iltihap gelişiminin önemli bir sorun olduğu unutulmamalı ve kateter temizliğine önem verilmelidir.


DİĞER DAMAR YOLU SAĞLAMA YÖNTEMLERİ
Fistül ve kateter dışında kullanılan bir diğer yöntem greftlerdir. Greft atardamar ve toplardamar arasındaki bağlantıyı yapmayı sağlayan plastik bağlantı tüpleridir. Kola veya bacağa uygulanabilen greftler fistülden farklıdır, çünkü fistülde plastik bağlantı olmaksızın damarlar doğrudan birleştirilir. Bu yöntem damar yolu problemli olan ve fistül açılamayan hastalarda kullanılır.

http://ozkandemirhan.com/venozport.html

http://ozkandemirhan.com

EL TERLEMESİ





AŞIRI EL, KOLTUKALTI ve YÜZ TERLEMESİ ( HYPERHIDROSIS)
Terleme, insan vucudunun ısı ayarlaması için doğal bir olaydır. Terleme vucudumuzda sempatik sinirler aracılığıyla oluşmaktadır. Bazı insanlarda, toplumun yaklaşık %1 inde, bu sistem çok aşırı çalışmaktadır. Bu duruma biz aşırı terleme ( hyperhidrosis) diyoruz.

Sınıflandırılması ve Nedenleri;
Nedenleri:
1- Primer ( nedeni bilinmeyen)
2- Sekonder ( nedeni bilinenler)
Terleme Yerleri;
1- el (palmar)
2- koltuk altı (axillary)
3- ayak (plantar)
4- yüz (facial)
5- genel (general)
Nedeni bilinen aşırı terlemeler
1- Hipertiroidizm ( tiroid bezinin çok çalışması) ve benzer endokrin bozukluklar
2- Prostat kanseri ve benzer tip kanserlerde kullanılan endokrin tedaviler
3- Ciddi psikiyatrik bozukluklar
4- Aşırı kiloluk ( obesite)
5- Menopoz
Nedeni bilinmeyen aşırı terlemeler diğer gruba göre daha sık görülmektedir. Genellikle bir veya birkaç yere lokalizedir. Sıklıkla eller, ayaklar, koltukaltı veya bunların kombinasyonu şeklindedir.Genellikle terleme çocukluk veya adolesan dönemde başlar ve hayatı boyunca devam eder. Sinirlilik, anksiete ve heyecanlanma aşırı terlemeyi başlatan temel unsurlardır.
Aşırı terleme tipleri:
Yüz terlemesi: Alından başlayan ve bütün yüzü kaplayan yoğun terleme şeklidir. Başkaları tarafından sinirli ve sıkılgan olarak algılanır.
El terlemesi: Aşırı terlemenin en sık görüldüğü yerlerdendir. Eller vucudumuzun diğer kısımlarına göre sosyal ve profesyonel yaşantımızda önemli yer tutmaktadır. Bu nedenle aşırı terlemesi olan kişiler iş ve sosyal yaşamlarında kendilerini sınırlayan ve çekingen olan kişiler olurlar. El sıkmaya çekinirler. Sosyal ilişkiden uzaklaşabilirler. Birçoğunda terleme ile beraber elde soğuklukta bulunabilir.
Koltukaltı terlemesi: Kendini zaman zaman elbiseye iz bırakabilecek kadar gösterebilen bir durumdur.
Ayak terlemesi: El terlemesi kadar görülmekle beraber genelde kapalı kaldığından sorunsuz olarak yaşama devam edilebilmektedir.
Bazı kişiler yukarıda saydığımız terleme tiplerinden birkaçından yakınabilirler. Terleme aniden ortaya çıkabilir ve devam eden bir karakteri mevcuttur. Genellikle sıcak sezonlarda soğuk sezonlara göre daha belirgindir.
Tedavi:
Nedeni bilinen aşırı terlemelerde öncelikle altta yatan sorun giderilmelidir. Nedeni bilimeyen hastalarda ise aşağıdaki tedavi yöntemleri denenir.
1- Antiperspirantlar; Genelde ilk tedavi olarak başlanır. En efektif ajan Aluminyum kloriddir (% 20-25). Hafif terlemelerde düzenli aralıklarla kullanımda başarı sağladığı gösterilmiştir.
2- İontoforez, Eğer antiperspirant ile yeterli sonuç alımazsa denenmeye çalışılır. Metod elektrolit solusyonu ortamında düşük elektrik akımı ile çalıştırılır. Haftada 20 dk lık seanslarla birkaç hafta ara verilerek tekrar tekrar uygulanır. Sonuçlar değişkendir. Hafif ve orta şiddetdeki terlemelerde başarı sağladığı gösterilmiştir. Uzun zaman alıcı bir iştir. Koltukaltı ve yüze uygulamak imkansızdır.
3- İlaçlar; Spesifik bir ilaç yoktur. Çoğunlukla sedatif, antikolinerjik ilaçlar yan etkilerine rağmen uygulanmıştır. Bu nedenle genelde önerilmez.
4- Botlinum toksini; Sinir -doku arasında oluşturduğu blok nedeniyle etki eden toksin aşırı terlemede de faydalı olduğu gösterilmiştir. Ancak uygulama genelde 6 ay gibi süre etkisini göstermekte ve devamlı etki için tekrar şartı vardır. Maliyeti yüksek bir teknik ve devamlı yaptırmak nedeniyle istenilen düzeye ulaşamamıştır.
5- CERRAHİ; Sempatektomi; Temel mekanizma terleme bezlerine sinyal taşıyan sempatik sinirin blokajıdır. Basit olarak bu işlem vucudun bütün bölümlerinde yapılabilir. Ancak el, koltukaltı ve yüz terlemesinde büyük cerrahi işleme gerek kalmadan yapılabilir olması bir avantajdır. Bugün artık orta ve ciddi el, koltukaltı ve yüz terlemelerinde Endoskopik Torasik Sempatektomi olarak biline yöntem uygulanmaktadır. Bu teknik minimal invaziv bir tekniktir. Başarı oranı %100 e yakındır. Bazen ayak terlemesi el terlemesi ile beraber ise ayak terlemesi de bu operasyondan fayda görmektedir. İzole ayak terlemesinde ise karın bölgesinden yaklaşılan bir operasyon ile gerçekleşebilir.
ENDOSKOPİK TRANSTORASİK SEMPATEKTOMİ
El-yüz-koltukaltı aşırı terlemesinde, yüz kızarmasında ve reynaud hastalığında kullanılabilir. Açık olarak yapılan sempatektomiye oranla endoskopik teknik çok güvenlidir ve kür şansı ( tam tedavi) % 100 e yakındır.
Teknik: Genel anestezi gereklidir. Koltukaltından ince bir kesi (1cm) ile girişim uygulanır. Kamera ile göğüs boşluğuna girilerek sempatik sinir görüntülenir. Buradan terlemeye neden olan seviyeden sempatik sinir klipsle veya keserek veya koterize ederek ter bezleri ile bağlantısı kesilir.
Sonuç: El terlemesinde % 99 un üzerinde başarı sağlanmıştır. Hasta uyandığı anda elinde bir kuruluk ve ısınma hissedecektir. Birçok hastada eş zamanlı ayak terlemesi de mevcut ise bununda yok olduğu görülür. Yüz kızarmasında %95, yüz terlemesinde %90 başarı sağlanmıştır.
Komplikasyonlar ( cerrahiye bağlı istenmeyen durumlar); Çok nadir görülürler ve genelde az önemlidir. Birkaç günlük hastanede kalmayı uzatabilir. Bunlar,
Horner sendromu; En çekilinen konudur. Göz kapağını ve göz merceğini etkileyen bir durumdur. Daha yukarı seviyelerde sinirin kesilmesi sonucu görülür. Bu risk binde üçün altındadır (%0.3). Bu durumun düzeltilmesi plastik cerrahi girişim ile olmaktadır.
Tedavinin yetersiz kalması; Çok nadir bir durumdur. Ciddi akciğer zarı hastalıklarında sinirin yeterli tanımlanamaması durumunda olabilir.
Pnömotoraks; Akciğer ile göğüs duvarı arasında bir miktar hava kalmasıdır. Genelde kendiliğinden absorbe olarak kaybolur. Fazla olduğu zamanlarda dışarıdan hava çekilerek veya dren konularak tedavi edilir.
Operasyondan sonra %1 oranında vucudun diğer kısımlarında ( göğüs,sırt vs.) kompansatuar terleme dediğimiz refleks terleme görülebilir. Bunun da birçoğu zamanla normale dönmektedir.
Bu tekniğin uygulanmayacağı hasta grubu;
1-Ciddi kardiovasküler ve akciğer yetmezliği olanlar
2-Ciddi plevral hastalıklar ( akciğer zarı yapışıklıkları)
3- Tedavi edilemeyen hipertiroidizm


6- Diğer Tedavi Yöntemleri;
Alternatif tıp ( akapunktur, fitoterapötik ilaçlar vs.)
Hipnozis ; sistematik bir çalışma yoktur.
Psikoterapi; Hastaların çoğunda minimal etkinliği gösterilmiştir.

KAYNAK

http://ozkandemirhan.com/terleme.html